metrobüste yaşanan olaylar

kadıköy-mecidiyeköy arasında iş çıkışı saatlerinde tamamen ara durakta inecek kafilenin insafına kalıyorsunuz. zincirli kuyuya giderken boğaz köprüsünden önce toplu bir iniş yapıyorlar. e içerisi zombi cehennemi gibi olduğu için ayaklarınız yere değmiyor. bir hareket ettilermi istemeyerek kendinizi dışarıda buluyorsunuz. gerisi sizin çevikliğiniz,mücadeleniz ve şoförün aynadan dikkatli bakışına bağlı.

iş çıkışı saatlerinde denk gelmemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

haftasonu arkadaşla karşıya geçtik metrobüsle. sonunda arkadaşım bir yer buldu kendine ben de onun karşısında durdum sohbet ettik inene kadar ama ne konuştuk hatırlamıyorum bile. uzunçayır'da indik metroyla kadıköy'e gidecektik elimi cebime bi attım kağıt çıktı bir tane. açtım. isim- telefon numarası- metrobüs yazan bi kağıt. benim dünyadan haberim yok geyik yapıyorum arkadaşımla millet elini cebime sokuyor da telefonunu veriyor da ara beni boya beni diyor :(

Okuduğum en etkileyici metrobüs vakası geçtiğimiz günlerde ekşi sözlükte gerçekleşmişti. İnsanın yüzünde bir gülümseme bırakan tatlı bir olaydı Na bu

az önce tam kapı kapanırken metrobüse atlayayım dedim çantam arada kaldı kaptana seslendim duymadı. şuan çantamın yarısı dışarda yarısı içerde yenibosnaya gidiyorum görürseniz şaşırmayın.

bir gün arkadaşımla beraber edirnekapı'da inmek için hazırlandık. tam durağa geldik bir de ne görelim kapının önünde abartısız 50 kişi var, inmek imkansız. kapı açılır açılmaz insanlara "durun!" dedim. millet şaşırdı. tam önümde bekleyen elemanı kolumla hafiften sola ittim ve kalabalığın üzerine atladım başka çarem yoktu çünkü acelemiz vardı. millet bağırıyor "yavaş yavaş" diye ama umrumda mıydı bazılarına sert şekilde çarptım(ama olsundu inenlere yol vermeyi öğreneceklerdi)ve kalabalığı yardım.

bazen istediğim durakta inemicem diye çok korkuyorum.

inmek isteyip inemediğin binmek isteyip binemediğin araç (bkz : oçluğu diz boyu)

Başlığı okuduğum an aklıma direkt gelen ve kahkaha atmama sebep olan video Başbekağn sahtekâr

bugün metrobüse bindim yine okula gitmek için. şanslıyım bindiğim an oturdum. en arkada da bi tane çocuk uyuyor 20 yaşındadır en fazla. sonra yaşlı bir adam bindi çocuğun yanına oturdu, çocuk uyanıp kafasını kaldırdı sonra tekrar uyumaya devam etti. e uyuduğu zaman da başı, adamın omzuna düştü. yaşlı adam önce gülümsedi sonra selfie çekti çocukla. sonra yaşlı adam geldi benim yanıma oturdu o sırada gözüm telefonuna kaydı. çektiği fotoğrafı bir arkadaşına "her insanın başını güvenle yaslayacağı bir omuza ihtiyacı vardır" yazıp gönderdi. adam şuan benim yanımda oturuyor, fotoğrafımı çekeceğini bilmesem ben de omzuna yatacağım, adam çok şeker lan

metrobüste değil de trambüste yaşadığım bi olay şimdi anlatacağım. trambüsü malatya'da olanlar bilir. neyse.. dün bindim trambüse ayaktaydım boş yerler de vardı. bi aile bindi 3 çocuklu. çocuklardan biri erkek en fazla 4-5 yaşlarında diğer ikisi kız. en büyük çocuk erkek olan. babası çocukları oturtmaya çalıştı ayakta düşerler diye. önce kızlardan biri geçti oturdu sonra erkek olan geçti. o sırada dedi ki "ben ayakta gidebilirim erkek adam olduğum için" dedi. arkamı dönüp çocuğa baktım gülerek o sırada babasıyla göz göze geldim adam da gülerek evet oğlum haklısın dedi. çok tatlıydı bee

beylikdüzünde sigara cezası yemiştim. cezayı yazan polis '10 yıldır burada çalışıyorum ilk defa böyle bir uygulama görüyorum' demişti. ceza 153 lira. abi dedim, sigara yarımdı 75 yazsan olmaz mı. güldü.

İnenlere yer vermek için indim fakat geri binemedim. Çünkü binenler yer vermedi ve gidişlerini öylece izledim.

tek ayağım dışarıda gitmek. kapı kapandı sağ ayağı kurtaramadım. bağırıyorum duymuyor da şoför. yarım dakika falan ayağım kapıya sıkışık gittim. iyi ki ayakkabım çıkıp düşmedi. düşse çok üzülürdüm.